Elektronik’de En çok Kullanılan Terimler Sözlüğü
AÇIK DEVRE:
Üzerinden elektrik akımı geçmeyen devre.
AĞIRLIK:
AKÜMÜLATÖR:
Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo eden, gerektiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren cihaz, akımtoplar.
ALTERNATİF AKIM:
Dalgalı akım.
ALTERNATÖR:
Alternatif akım jenaratörleri.
AMPER:
Elektrik devresinde devreden geçen akım birimi.
AMPERMETRE:
Bir elektrik akımının şiddetini ölçmeye yarayan aygıt, akımölçer.
ANAHTAR:
İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlayan aygıt.
ANOT:
Üretecin (+) kutbuna bağlı olan elektrot.
ANYON:
Elektron alarak negatif yük kazanan atom veya atom grubu.
ARMATÜR:
Sabit manyetik alan içinde döndürülebilen bobin
ARŞİMET PRENSİBİ:
Sıvı içindeki cisme uygulanan kaldırma kuvveti ,cisimle aynı hacimdeki
sıvının ağırlığına eşittir.
ASİT:
Sudaki çözeltisi hidrojen iyonu (H+) verebilen ve mavi turnusolu kırmızıya çeviren madde.
ATMOSFER:
Dünyayı dıştan saran gaz katmanı.
ATMOSFER BASINCI:
Deniz seviyesinde bir metrekare yüzeye etkiyen 101300 N’luk kuvvet.
ATOM:
Bir elementin tüm özelliklerini taşıyan en küçük yapıtaşı.
ATOM NUMARASI:
Elementin çekirdeğindeki proton sayısı.
AYRIŞMA:
Bir maddenin iki veya daha çok maddeye ayrılması.
BAĞ:
Atomları bir arada tutan kuvvet.
BAR:
Hava basınç birimi.
BAROMETRE:
Açık hava basıncını ölçen (sıvılı ve metal,iki türü olan ) araç.
BASINÇ:
Birim yüzeye dik etkiyen kuvvet.
BAZ:
Sudaki çözeltisi hidroksil iyonu (OH-) verebilen ve kırmızı turnusolu maviye çeviren madde.
BİLEŞİK KAP:
İki veya daha fazla bağlantısı olan kap.
BOBİN:
İçerisinden akım geçen tel sarılmış makara.
BOYLE-MARİOTTE YASASI:
Sıcaklığı sabit tutulan kapalı bir kaptaki gazın hacmi ile basıncının çarpımı sabittir.
BUHARLAŞMA:
Sıvı halden gaz haline geçme olayı.
BUNZEN KISKACI:
Cam tüp ve deney tüpünü tutmayı sağlayan deney aracı.
CENDERE:
Paskal prensibinden yararlanılarak ağır yükleri kaldırmada kullanılan sistem.
CHARLES YASASI:
Sabit hacimdeki bir gazın mutlak sıcaklığı ile basıncı doğru orantılıdır.
CİSİM:
Maddenin biçim almış durumu.
ÇIKRIK:
Aynı merkezli,farklı yarıçaplı makara.
ÇÖZELTİ:
İki ya da daha çok maddenin homojen olarak dağılmasıyla oluşan karışım.
DERİŞİK:
Çözüneni çok, çözücüsü az olan çözelti.
DEŞARJ:
Akümülatörün akım vermez hale gelmesi.
DİNAMOMETRE:
Kuvvet ölçmeye yarayan alet.
DİRENÇ:
Bir cismin atomlarının, elektrik akımına karşı koyma özelliği.
DUY:
Elektrik ampulünün takıldığı bakır veya pirinçten yivli yer.
EĞİK DÜZLEM:
Bir ucu biraz daha yüksekte bulunan eğimli düz yüzey.
EKZOTERMİK REAKSİYON:
Isı veren reaksiyon.
ELEKTROSTATİK:
Durgun (hareketsiz) elektrik yükleri.
ELEKTRİKSEL ALAN:
Elektrik akımı etrafında oluşan manyetik alana dik bölge. (Elektrik yüklerinin etki gösterdiği yer)
ELEKTROT:
Elektrolite batırılan iletken çubuklar.
ELEKTROFOR:
Durgun elektrik yüklerinin elektrostatik etkiyle atlaması.
ELEKTROLİT:
Elektriği iletebilen çözelti.
ELEKTROLİZ:
Elektrik akımıyla bir bileşiği bileşenlerine ayırma olayı.
ELEKTRON:
Atomun çekirdeği etrafındaki yörüngede dönebilen (-) yükler.
ELEMENT:
Aynı tür atomlardan oluşan saf madde.
ENDOTERMİK REAKSİYON:
Isı alan reaksiyon.
ENERJİ:
İş yapabilme yeteneği.
ENERJİNİN KORUNUMU KANUNU:
Albert Einstein adıyla anılan bu kanuna göre;”Enerji vardan yok, yoktan da var edilemez. Ancak madde enerjiye ve enerji de maddeye dönüşebilir.”
ETKİ KUVVETİ:
Cisme uygulanan kuvvet.
FİLİT POMPA:
Sıvı püskürtme pompası.
FİZİKSEL OLAY:
Maddenin dış yapısındaki değişme.
GAY-LUSSAC YASASI:
Basıncı sabit tutulan bir gazın hacmi mutlak sıcaklıkla doğru orantılıdır.
GRAM:
Kütle birimi.
GOLGİ CİSİMCİĞİ:
Salgı maddeleri üretim ve paketleme organeli.
GÜÇ:
Birim zamanda harcanan enerji
HACİM:
Bir maddenin uzayda kapladığı alan.
HAREKETLİ REVOLVER:
Mikroskopta objektiflerin takılı olduğu ve saat yönünde dönen hareketli parça
HIZ:
Bir cismin birim zamanda aldığı yol.
HİDROLİK BASINÇ:
Sıvıların bulundukları kap çeperlerine yaptığı basınç.
HOMOJEN:
Her yeri aynı özelliği gösteren, yürdeş.
HÜCRE:
İnce bir zar içinde bulunan, sitoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımından en küçük birimi.
ISI:
Bir enerji türü.
İLETKEN:
Elektrik akımı, ısı, gaz v. ‘ni bir yerden başka bir yere aktaran (madde)
İLETKEN MADDE:
Elektrik akımını iletebilen madde.
İLETKENİN DİRENCİ:
İletkenin elektrik akımına karşı gösterdiği tepki.
İNDİKSİYON AKIMI:
Manyetik alanın değişimiyle oluşan elektrik akımı.
İRİS DİYAFRAM:
Mikroskopta ışığın geliş ayarının yapıldığı yer .
İŞ:
Kuvvetin etkisiyle cismin hareket etmesi,yol alması.
İYON:
Pozitif (+) ya da negatif (- ) elektrikle yüklü atom-atom grupları.
İYONLAŞMA:
İyonlarına ayrılma.
JENERATÖR:
Elektrik üretmeye yarayan, mıknatıs ve sargılardan oluşan araç.
JOULE:
İş birimi.
KALDIRAÇ:
Sabit nokta etrafında dönebilen dayanaklı bir çubuk.
KALDIRAÇ İBRESİ:
Kaldıraç kolunun denge konumunu gösteren metal parça.
KALDIRAÇ KOLU:
Belli aralıklarla delikleri bulunan paralel kuvvetler ölçümü yapan metal çubuk .
KALDIRAÇ MESNEDİ:
Eğik düzlem ve kaldıraç kolunun takılabildiği bağlama parçası.
KAPALI DEVRE:
Üzerinden elektrik akımı geçen devre.
KATALİZÖR:
Kimyasal tepkimenin olmasını veya hızının değişmesini sağlayan, katalitik etkiye yol açan madde.
KATOT:
Üretecin (-) kutbuna bağlı olan elektrot.
KATYON:
Pozitif elektrikle yüklü iyon grubu.
KİMYASAL DEĞİŞME:
Kimyasal olaylar neticesinde maddede gözlenen değişiklikler.
KİMYASAL ENERJİ:
Kimyasal tepkimelerde oluşan enerji.
KİMYASAL OLAY:
Maddenin yapısında köklü değişmeler oluşturan olay.
KİNETİK ENERJİ:
Hareket enerjisi.
KOFUL:
İçi sıvı dolu keseler.
KOLEKTÖR:
Armatürde oluşan alternatif akımı doğru akıma çevirebilen bilezikler.
KOSİNÜS TEOREMİ:
Bileşke vektörün (kuvvet)cebirsel büyüklüğünü veren teorem.
KUTUP:
Mıknatısın çekme özelliğinin en fazla olduğu bölgeler.
KUTUPLANMA:
Volta pilinin zamanla akım vermez hale gelmesi.
KUVVET:
Hareketi oluşturan veya hareketi önleyen etken.
KÜTLE:
Bir maddenin madde miktarı ile ilgili büyüklük.
LAM:
Mikroskopta incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası.
LAMEL:
Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası.
LİZOZOM:
Hücre sitoplazmasında sindirim sisteminin bulunduğu kesecikler.
LÖKOPLAST:
Bitki hücrelerinde, sitoplazma içinde bulunan ve genellikle nişasta taneciğini oluşturan cisimcik.
MADDE:
Uzayda yer kaplayan hacmi ve kütlesi olan varlık.
MAKARA:
Günlük yaşamda kullanılan basit makinalardan biri.
MANOMETRE:
Kapalı kaplardaki gaz basıncını ölçen alet.
MANYETİK ALAN:
Mıknatısın özelliğini gösterebildiği yer.
MEKANİK ENERJİ:
Kinetik ve potansiyel enerjilerin toplamı.
METAL:
Elektrik ve ısıyı ileten element.
MIKNATIS:
Demir, nikel, kobalt gibi maddeleri çekebilen cisim.
MİKROSKOP:
Gözle görülmeyen küçük maddelerin görülmesini sağlayan optik alet.
MİLİBAR:
Hava basınç birimi. (1 /1000 bar .)
MİTOKONDRİ:
Hücre için gerekli enerjinin üretildiği yapı.
MOLEKÜL:
Aynı ya da farklı cins atomlardan oluşmuş, bir maddenin tüm özelliğini taşıyan en küçük parçası.
NESNE TABLASI:
Lam ve lamelin mikroskop üzerinde konulduğu yer.
NÖTR ATOM:
Proton sayısı elektron sayısına eşit olan tanecik.
OBJEKTİF:
Mikroskopta,mikroskobun büyütme oranını gösteren mercek sistemi.
OHM:
Elektrik direnç birimi.
OHM KANUNU:
Bir iletkenin iki ucu arasındaki potansiyel farkının, iletkenden geçen akım şiddetine oranı sabittir. Sabit olan bu orana iletkenin direnci denir.
OKÜLER:
Mikroskoptan okülere bakılan bölüm.
OPTİK DAİRE:
Açı ölçümüne yarayan araç.
ORGANEL:
Hücre sitoplazmasında bulunan ve her biri ayrı görev için özelleşmiş yapılar.
ÖZAĞIRLIK:
Birim hacme etki eden yerçekim kuvveti.
ÖZDEŞ:
Her türlü nitelik bakımından eşit olan, ayırt edilemeyecek kadar benzer olan, aynı.
ÖZDİRENÇ:
Her cismin elektrik akımına karşı gösterdiği direnç.
ÖZKÜTLE (YOĞUNLUK ):
Cismin birim hacminin kütlesi (d = m / v) .
PALANGA:
Sabit veya hareketli makaraların birlikte kullanıldığı sistem.
PASKAL:
Basınç birimi. (Newton / metrekare)
POTANSİYEL ENERJİ:
Durum enerjisi veya var olan kullanıma hazır bulunan enerji.
PREPARAT:
Mikroskopta incelenmek üzere hazırlanan, lam ve lamel arasına sıkıştırılmış örnek.
PROTON:
Atom çekirdeğindeki (+) yükler.
REDRESÖR:
İki yönlü bir dalgalı akımı, bir yönlü doğru akıma çevirmeye yarayan aygıt, doğrultmaç.
RİBOZOM:
Hücrede protein sentezlemede görevli organel.
SARKAÇ:
I uzunluğunda ipe bağlanmış cisim .
SENTROZOM:
Hücre bölünmesinde görevli organel.
SİFON:
Yüksek kaptan alt kaba sıvı boşaltma düzeneği.
SKALA:
Denge durum göstergesi .
STATİK:
Hareketli olmayan, belirli bir sure değişmeyen.
STATÖR:
Jeneratörlerde düzgün ya da manyetik alan oluşturan mıknatıslar .
STOMA (GÖZENEK):
Yaprağın alt ve üst yüzeylerinde bulunan, gaz alışverişini sağlayan delik.
SU CENDERESİ:
Sıvıların basınç iletme prensibiyle çalışan,farklı kesitte iki silindirin birbirine bağlı hali).
SÜRTÜNME KUVVETİ:
Hareket yönüne zıt olan , cisim ve yüzey arasında oluşan kuvvet.
ŞARJ:
Akümülatörün doğru akım kaynağına bağlanılarak akım verebilecek hale gelmesi.
TEPKİ KUVVETİ:
Cismin kuvvete karşı gösterdiği zıt yönlü et büyüklükteki tepkisi .
TERAZİ:
Maddelerin kütlelerini karşılaştırmak ve ölçmek için kullanılan ölçüm aracı.
TERMOMETRE:
Sıcaklık ölçme aracı.
TRANSFORMATÖR:
Gerilimi yükseltip alçaltabilen aygıt.
TRANSİSTÖR:
Akımı tek yöne çeviren düzenek.
TURNUSOL KAĞIDI:
Bazların etkisiyle maviye asitlerin etkisiyle kırmızıya dönüşen, bir tür yosundan elde edilen ve mavi boyadan yapılan ayıraç kağıt.
TUZ:
Asit ve bazların birleşmesinden oluşan madde.
ÜRETEÇ:
Elektrik akımını üreten araç.
VEKTÖREL BÜYÜKLÜK:
Doğrultusu, yönü, şiddeti ve tatbik noktası olan büyüklük.
VOLT:
Potansiyel birimi.
VOLTMETRE:
Bir elektrik devresinde iki nokta arasındaki potansiyel farkını ölçmek için kullanılan bir ölçü aracı.
YALITKAN MADDE:
Elektrik akımını iletemeyen madde.
YALITKAN SAPLI ÇUBUK:
Elektrik yükünü iletemeyen (ebonit, plastik) çubuk.
YANMA:
Bir cismin oksijenle birleşmesi sırasında ortaya çıkan olayların tamamı.
YERÇEKİMİ KUVVETİ:
Yerkürenin bir cisme uyguladığı kuvvet.
YOĞUNLAŞMA:
Isı kaybı sonucu, maddenin gaz halinden sıvı haline geçmesi.
Güzel paylaşım elinize sağlık.